Canan Atalay is a sculptor living in Istanbul. In her earlier years, she studied Business Administration at Koç University. After graduating, she had a successful career in finance until she decided to dedicate her life to arts in 2015. She began her art education in Istanbul at Ada Art Studio and found her calling in making ceramic sculptures. In 2017, she decided to further her art education in New York City. She attended The Art Students League of New York (“The League”), one of the most reputable and well-known art schools in NY. During her education, she was awarded with Merit Scholarship by The League on artistic merit. She graduated in 2021 specializing in ceramics and contemporary sculptures. Throughout her career, she has taken part in several group exhibitions in The Phyllis Harriman Mason Gallery in New York. She also exhibited her works in several galleries in Manhattan, Brooklyn, Long Island and New Jersey between 2018-2020. Her solo exhibitions in Istanbul took place at Arnavutkoy Art Gallery in 2022 and 2023. She creates her works in two separate series, which are entitled “Bloom” and "Grace." 

Throughout the Bloom series, she explores the idea of evolution by integrating different features, qualities and characteristics of all life forms through the elegance of movement. Her subject matter is the evolution of life and its connection to earth. When working on this project, she goes beyond the lines of what we know today and presents the viewer with questions. Notably, we try to understand life and explain our existence with our present knowledge and perceptions, but in reality, it all remains a mystery. What could be the future of our existence? How can we free ourselves from the current rules of life and nature? Could this change our perspective on our existence? Her inspiration is the idea that humans, plants and animals coalesce harmoniously and unite, resulting in a metamorphosis of new life forms, which defy the existing order and classifications of nature. In the end, organic growth is redefined.

The Grace series is about reflecting the idea of power through simplicity, refinement, fluidity and immaculateness of form. The body of work explores ways to integrate shadow and light to work harmoniously, the interplay of which forms elegant and graceful contours. Power exists in all forms of life. It can be a strong wild animal, the love and tenderness of an expecting mother or in the deep, entrenched roots of an aged and formidable tree. Creating unique shapes and forms is her biggest motivation and passion. What the viewer sees in the finished work is the integration of her imagination, the actualization of a new figure, quite familiar, but reborn, and the expression of power. 

**************************************************************************

Canan Atalay Koç Üniversitesi İşletme bölümünden mezun oldu. Finans alanında başarılı bir kariyer sahibi iken, 2015 yılında yolunu değiştirerek sanata yöneldi. Sanat eğitimine İstanbul'da Ada Sanat Atölyesinde başladı. Seramik heykeller yapma tutkusunu burada keşfetti. 2017 yılında sanat eğitimini New York'ta sürdürmeye karar verdi ve en köklü ve saygın sanat okullarından biri olan The Art Students League of New York’a (“The League”) kabul edildi. Eğitimi sırasında The League tarafından sanatsal liyakat konusunda Merit Bursu ile ödüllendirildi. 2021'de The League'den seramik ve çağdaş heykeller üzerine uzmanlaşarak mezun oldu. Amerika’da bulunduğu sürelerde The Phyllis Harriman Mason Gallery'de birçok karma sergide yer aldı. Ayrıca çalışmaları 2018-2020 yılları arasında Manhattan, Brooklyn, Long Island ve New Jersey'de çeşitli galerilerde sergilendi. İstanbul’daki kişisel sergileri Arnavutkoy Art Gallery’de 2022 ve 2023’te gerçekleşti. Eserlerini iki ayrı seride yaratıyor: “Bloom”(Çiçeklenme) ve “Grace”(Zarafet). 

Bloom serisinde sanatçı, tüm yaşam formlarının farklı niteliklerini hareketin zarafetiyle bütünleştirerek evrim fikrini irdeliyor. İnsan, bitki ve hayvanın kendilerine has özelliklerinin birleştiği karmaşık formlar yaratıyor. Çalışmalarını yaparken şu soruları soruyor: Mevcut bilgi ve algılarımızla hayatı anlamaya ve varlığımızı açıklamaya çalışıyoruz. Aslında, hepsi bir bilinmez değil mi? Bugünkü algılarımızın sınırlarını nasıl zorlayabiliriz? Varoluşumuzun geleceği ne olabilir? Kendimizi yaşamın ve doğanın mevcut kurallarından nasıl arındırabiliriz? Bu, benliğimize bakış açımızı değiştirebilir mi? Bu seride sanatçının ilham kaynağı, farklı yaşam formlarının uyum içinde kaynaşması ve doğanın varolan düzenine ve sınıflandırmalarına meydan okuyan yeni yaşam formlarının metamorfozunu yaratması fikridir. Sonunda, organik gelişim yeniden tanımlanmaktadır.

Grace serisinde sanatçı, sade formlar, akıcı çizgiler, pürüzsüz yüzeyler yaratarak, ışık ve gölgenin uyumunu kullanıyor ve gücün zarafetini yansıtıyor. Güç, yaşamın her biçiminde, vahşi bir hayvanda, bir anne adayının sevgi ve şefkatinde ya da yıllanmış görkemli bir ağacın derin, sağlam köklerinde bulunabilir. Özgün, soyut şekiller yaratmak kendisi için önemli bir motivasyon kaynağı ve tutku. İzleyicinin bitmiş eserde gördüğü, sanatçının hayalgücünün, oldukça tanıdık, ancak yeniden doğmuş bir figürün ve güç kavramının bütünsel ifadesidir.